ALİ ŞERİATİ

Ali Şeriati Hüseyniye-i İrşad

Kull. Adı    

:

Şifre 

:  
     

Yeni Üye - Şifremi Unuttum

Modernizm’le Hesaplaşma Çabasında Bir Aydın: Ali Şeriati Portresi / Aydın HIZ
Kendisi Olmayan İnsan
Dünya Görüşü ve İdeoloji
Şia
İran ve İslam
Tüm medyalar için tıklayınız...
Tefsir Dersi

Sesli ve Görüntülü Medya

Ali Şeriati Belgeseli
Belgesel

Tüm Arşivler İçin Tıklayınız...

HİCRET
HACC
Hangi Kur’an / Ali ŞERİATİ
Aşk ve Sevgi... / Dr. Ali ŞERİATİ
Bir Kez Daha Ebu Zer

İSLAM BİLİM DERSLERİ BAŞLIYOR

TARİH :19-03-2009

23.03.2009 tarihinden itibaren İslam Bilim dersleri başlıyor

Dr. Ali Şeriati'nin İslam-Bilim adlı konferanslarından oluşan eserini dersler halinde yayına hazırladık. Site üyelerimiz ve ziyaretçiler burada yayınlanacak dersleri takip edebileceklerdir. Pazartesi ve Perşembe günleri yayınlanacak olan dersleri muntazam takip edip tartışan takipçiler muayyen bir vaktin sonunda bu önemli dersleri bitirmiş olacaklardır.

Derslerin bitiminde takipçiler tarih bilinci, tarih felsefesi, toplumsal tevhid ve toplumsal şirk, ideal insan, toplumbilim, tevhidi dünya görüşü, altyapı ve üstyapı, ideoloji olarak İslam, varoluşçuluk, materyalizm, alinasyon, Marksizm gibi birçok önemli konu hakkında önemli bilgiler edinmiş olacaklardır. Hem derslerin takibi hem de dersler üzerine yapılacak tartışmalarla Doktor'un öğrencileri olarak O'nun fikirlerini tanımış, tartışmış ve belki ümidimiz odur ki ilerilere taşımız olacağız
hgs bakiye yükleme
trafik cezas? ödeme
kredi kart? borç sorgulama
kredi kart? borç sorgulama
yap?kredi kredi kart? borç sorgulama
tl yükleme
hgs yükleme


detay
Tüm haberler

.....................................................

ÜYE OLUN

TARİH :17-03-2006

Siteye üye olun yeniliklerden hemen haberiniz olsun.
hgs bakiye yükleme
trafik cezas? ödeme
kredi kart? borç sorgulama
kredi kart? borç sorgulama
yap?kredi kredi kart? borç sorgulama
tl yükleme


detay
Tüm haberler

.....................................................

TARİH : -- tarihinde tarafından gönderildi...
WEB :
Ülke :
Şehir :



.: Yazarlar :.
Bir Diriliş Öncüsü: Dr. ALİ ŞERİATİ / Emin MANSURİ

Londra’nın ikinci sınıf otellerinin birinde, mütevazi bir odada, orta yaşı biraz geçkin bir adam yüzü koyun yere kapanmış; kıpırtısız öylece yatıyor… Oysa onun bu hâli, yaşam serüveni ile ne kadar da tezatlık oluşturuyor. Konuşan, koşuşturan, her an bir yerlere geç kalacakmış, hayatının son konuşmasını yapıyormuş gibi aceleyle bir şeyler anlatan, âdeta “kelimelerden heykeller yapan” bu cevvâl, bu serâzat zekâ, işte şimdi sâkin ve dingin öylece yatmakta... Eğildiğine, irâde zâfiyeti gösterdiğine, kötülük karşısında umutsuzluğa düçâr olduğuna kimsenin tanık olmadığı bu yiğit aydının damarlarında zehirler dolaşıyor.  Ülkesinin gizli servisi “müjdeli haberi” vermek için ulakları çoktan yola çıkarmış bile… Bir muhaliften, hem de milyonları etkileyen; onlarda imanın, tevhidin, aşkın, felsefenin, şiirin ve eleştirel düşüncenin kıvılcımını tutuşturan “iflah olmaz bir devrimciden” kurtulmanın haberini taşıyor ulaklar… Şeriati’nin “bin yaşadığını, binlerde yaşadığını” bilmeden…

 

Biyografisi:

 

13 Kasım 1933 İran’ın Meşhed şehrine bağlı Mezinan köyü… Şehrin dağdağasından, kalabalıkların uğultusundan hoşlanmayan Muhammed Taki Şeriati’nin evinde, aileye yeni katılan bebekten dolayı yaşanan telaş ve sevinç… Küçük yaşlardan itibaren alınan eğitim ve Kur’an hafızlığı. Babasının kütüphanesi ve düşünce dünyasıyla ilk tanışma… Kitapların arasında geçen çocukluk yılları… Onuru, insan olmanın yüceliğini, erdemi, ahlakî meziyetleri ve ruh asâletini âlim bir babadan öğrendiği uzun Meşhed geceleri… Gerçek âlem kadar ürkütücü ve acımasız olmayan kitaplar âlemine yapılan yolculuklar… Meşhed Üniversitesi edebiyat fakültesine kayıt ve Ayetullah Telagani öncülüğünde girişilen siyasi mücadele. Genç yaşta karşılaşılan tutuklanma ve muhalif olmanın ağır bedelini kavrayış… Öğretmenlik yılları ve küçük çocuklara verilen dersler: “Bir varmış, bir yokmuş; Allah’tan başka kimse yokmuş…”

 

Fransa’ya sosyoloji eğitimi amacıyla gidiş. Dönemin ünlü “Sosyolog” ve “Şarkiyatçılarından” alınan dersler… Cezayir’in bağımsızlığı için kalem ve kelam aracılığıyla yürütülen çalışmalar. Ülkeye dönüş ve üniversitede öğretim üyeliği… Hüseyniye-i İrşad’da verilen uzun dersler… Gözaltılar, tutuklanmalar, takipler altında sürdürülen irşad mücadelesi... Gizlenerek, sığınarak, saklanarak sürdürülen hayatın çemberinden kurtulma isteği… Fransa’ya, ardından İngiltere’ye gidiş… Yıl, 1977: İran gizli servisi tarafından gerçekleştirilen zehirli süikast ve şahadet…

 

Kategorize Edilemeyen Bir Aydın:

 

Ali Şeriati’nin eserlerinden istifade edenler şu tespiti yapmakta güçlük çekmezler: Şeriati’yi kategorize etmek, bir mektebe veya ekole hasretmek oldukça zordur. Evet, Şeriati’nin, sabiteleri vardır. O, kendine özgü bir “bilgi sistematiği” ve “referans önceliği” geliştirmiştir; fakat Şeriati, birçok eserinde farklı çehrelerle karşımıza çıkar. Bunun içindir ki hem yaşadığı kültür havzasında hem de diğer ülkelerde çeşitli itham, isnat ve yakıştırmalara maruz kalmıştır.

 

O, kimine göre diyalektik materyalizmin tarih felsefesini, dinler tarihine uyarlamış bir sentezci; kimine göre Eyl-i Beyt ekolünün propagandisti, kimine göre Sünni tezlerin etkisinde kalmış ve zihinsel karmaşa yaşayan bir sosyolog, kimine göre ise Doğu hikmetini unutan ve benimsediği metodik düşüncenin açmazlarıyla boğuşan bir aydındır. İthamlar bitmez: Kendi ülkesini Oryantalist bir bakış açısıyla değerlendirdiği; İslam’ın biçimsel unsurlarını ve geçmişten tevarüs eden yaşama biçimlerini aşağıladığı, geleneksel ulemanın saygınlığını ve toplumdaki otoritesini zedeleyecek fikirler ileri sürdüğü, anarşist bir özgürlükçü olduğu; kutsalları az, öfkesi fazla bir muhalif olduğu; Kuranî ilimlere yeterince vakıf olmadığı; sezgiyi önemsemeyerek kuru akılcılığın sarp yokuşlarına tırmandığı… Ve daha bir yığın itham…

 

Şeriati’yi eleştirenler; dünya görüşleri, mezhepleri, meşrepleri ve siyasi tercihleri itibariyle birbirinden farklı da olsa ortak bir tutumlarının olduğunu söylemek mümkün: O da bir aydının, âlimin veya mücadele adamının düşüncelerinde dönüşümler olabileceği gerçeğini göz ardı etmeleridir. Herkes gibi düşünce adamlarının da yaşamlarında med-cezirler ve farklılıklar söz konusu olabilmektedir.

 

Maksadımızı aşmadan söylemek isteriz ki “köşeli, düz ve donuk” yaklaşımlarla Ali Şeriati’yi anlamak zordur. Çünkü üreten ve düşünen insanlardaki “bilgi arayışı” nihayete hiçbir zaman ermeyecek bir “devingenliği” de beraberinde getirir. Hayatın kendisi bile statik özellikler göstermezken, hayatı anlamak için üretilen bilginin ve o bilgiyi üretenlerin statikleşmesi beklenemez.

 

İkinci bir husus, düşünce adamlarının hakikat arayışları esnasında zaman zaman birbiriyle çelişen yaklaşımlar geliştirebileceği realitesidir. Adalete, ahlaka ve özgürlüğe âşık olanlar bazen her ışıltıya koşmak her umuda sarılmak arzusu taşırlar. Bu durum yer yer hataların oluşmasını da kaçınılmaz hale getirir. Hadd-i zâtında vahiy kontrolündeki şahıslar dışındaki bütün herkesin “yanılgı payına” sahip olması da olağandır.

 

Şeriati ve Yeni İslami Kuşak:

 

Ali Şeriati üzerine çok sayıda yazı kaleme alınmış, şahsiyetini ve düşüncelerini konu edinen devâsa bir arşiv oluşmuştur. Bizler bu bölümde Şeriati’nin yeni İslami kuşak üzerindeki etkisine değinmeye çalışacağız.

 

İran İslam Devrimi’nin dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi yaşadığımız coğrafya üzerinde de büyük bir heyecan dalgası oluşturduğu ve bu dalganın uzunca bir süre etkisini koruduğu herkesin mâlumudur. İhvan ekolü ve İran devriminin öncü şahsiyetlerine ait eserlerin tercüme edilmesi, yeni düşüncelerin ve projelerin oluşmasına ve gelişmesine imkân sağlamıştır.

 

Yeni kuşağın Ali Şeriati’yle tanışmasının ise özel etkileri ve yansımaları olmuştur. Uzunca bir süredir Batı menşeli düşüncelere karşı adeta zihinsel duvarlar örmüş olan Müslümanların, Batı’nın farklı çehreleri ile tanışmalarının Ali Şeriati’nin kitapları üzerinden gerçekleştiği söylenebilir. Öyle ki batı toplumlarının kültürel mirası yeniden keşfedilmiştir. Şeriati’nin eserleriyle birlikte Batı düşüncesinin yekpare bir bütün oluşturmadığı,  pozitivist ve kutsalı dışlayan batı felsefesine eleştirel yaklaşan batılı aydınların da olduğu anlaşılmıştır.

 

O zamana kadar Batı medeniyeti karşısında savunmacı bir refleksle hareket edenler; bilginin “insanlığın ortak mirası” olduğu, yalnızca bir medeniyetin ürünü olmadığı, Batı toplumu içerisinde de yararlanılabilecek düşünürlerin yetiştiğinin ayrımına varmışlardır. Zihinlerini batıda üretilen bilgiye bütünüyle kapatmış ve kendi içine kıvrılmış olanlar, “Hikmet, müminin yitik malıdır. Onu nerede bulursa alır.” Hadisine uygun olarak, Batıyı ve batılı fikir akımlarını birincil kaynaklardan tanımaya başlamışlardır.

 

Çünkü Şeriati’ye göre bir medeniyeti tanımak, onun zaaflarını da güçlü olduğu yönlerini de tanımak anlamına geliyordu. Tanımak aynı zamanda o medeniyetin toplumsal hafızasını ve bu hafızadaki dönüşümleri de bilmek; o uygarlığın korkularının, açmazlarının, çelişkilerinin, arayışlarının ayırdında olmak demekti. Şeriati en çok bunu gösterdi. Düşmanını tanımayı, sorgulamayı, eğer varsa yararlanılabilecek özellikleri ondan beslenmeyi öğretti yeni kuşağa. Sartre, Heideger, Tagor, Marx, Proudhon, Hobbes, Locke, Montesqu, Frantz Fanon, Massignon başta olmak üzere Batı düşüncesinin önemli isimlerini ve eserlerini gündeme taşıdı.

 

Yeni kuşak, sıra dışı bir aydınla karşı karşıyaydı. Şeriati anlatıyordu: İnsanın yaratılış serüveninden, Habil ve Kabil’den beri devam eden sınıf mücadelesinden, Promete’den, zalimlere baş kaldıran Spartaküs’ten, kıyamıyla yeni bir çığır açmış olan İmam Hüseyin’den, Gandi’nin pasif direnişinden, Fransız düşünürlerin ihtilalci fikirlerinden, Upanişadlardan, Avesta’dan, Antik Yunan medeniyetinden, Asr-ı Saâdet’ten, bütün kutsal metinlerden, pagan toplumların simgelerinden, Hz. Muhammed’in zamanlar üstü mesajından…. söz ediyordu. O konuştukça zihinler sarsılıyor; bilinenler sorgulanıyor, ezberler bozuluyor, kafa konforları değişiyordu. Taşkın bir üslupla konuşuyordu Şeriati. Kötülükle hesaplaşma arzusuyla yanıp tutuşan birinin, çığlığı andıran kelimeleriyle konuşuyordu… O’nun üslubu bazen bir tufana dönüşüyor; tarih boyunca ortaya çıkmış bütün kötülük odaklarını sözün ahengi ve anlamın gücünde boğuyordu.

 

Hüseyniye-i İrşadın mazbut salonu “kaygısı, saygısına baskın” olan bir aydının sesiyle çınlıyordu. Hüseyniye-i İrşad düşünsel bir arenaya dönüşüyor, tarih boyunca insan yığınlarını tutsak eden zehirli düşüncelerle kıyasıya bir mücadele başlıyordu.

 

Kâbil’in ihtirasını, Hâbil’in sadakatini anlatıyordu. Zer-zor-tezvir üzerine kurulmuş saltanatlardan ve onları vahyin billur mesajıyla alaşağı eden nebilerden söz ediyordu. Diriltici bir mesaj olan dinin; nasıl ruhsuzlaştırıldığını, iktidarları meşrulaştıran kof ritüellere nasıl dönüştürüldüğünü haykırıyordu. Zorbaların ilk kurbanı olan adaleti, güce hizmet eden bilgiyi, bulanıklaşan akideyi, kapitalistleşen sermayeyi, mistisizme dönüşen irfanı, tekrarcılığa indirgenen eğitimi anlatıyordu. Söylediği her söz, alevden bir mızrak olup uyuşmuş zihinlere saplanıyordu.

 

Ali Şeriati anlattıkça dış dünyaya karşı duyulan ürküntü azalıyor; okuyanlara özgüven geliyordu. Evet, Şeriati güvenini yitirmiş, aşağılık kompleksine kapılmış insanlara, dünyaya ve tarihe yücelerden bakma perspektifi kazandırıyordu. O, Batı karşısında nutku tutulan “üçüncü dünya ülkesi aydını” psikolojisiyle değil, tarihle yaşıt olan büyük bir medeniyetin; yani tevhit ve adalet eksenli İslam medeniyetinin mensubu olmanın bilinciyle konuşuyordu. Yeni kuşağa, bambaşka düşünce iklimlerinin kapılarını aralıyordu.

 

Şeriati’nin sembolik, çok katmanlı ve mecazlarla yüklü bir dili vardır. Onun bu üslubu, okuyucularına daha esnek ve üretken düşünme alışkanlığı kazandırmıştır. Öyleki; “Şeriati’yi okuyanlar ile okumayanlar arasında her zaman niteliksel bir farkın olduğu” tespiti oldukça yerindedir.

 

Son Söz:

 

Bizler Ali Şeriati’yi ve eserlerini sevdik. Belki “ayıklayıcı bir zihinle” ve hakkını vererek okumadık; aşırı politize olmuş bir düşünce ikliminde, yanlış zamanda okuduk; ama yine de severek okuduk. İri sözler söylemenin, beylik ifadeler kullanmanın ve her şeye karşı olmanın muhalif olmak sanıldığı günlerde okuduk Şeriati’yi; sevgilerimizin de öfkelerimizin de kontrolsüz olduğu yıllarda okuduk… Fakat yine de çok şey kattı bizlere. Çoğalttı, güven verdi ve geliştirdi…

 

Aziz Şehidimiz Doktor Ali Şeriati’ye Allah’tan rahmet diliyoruz. Ruhu şâd olsun…

 

 

[email protected]

 

 

 

Kaynak: www.fitrat.com


         -        

 


Bu Yazı 13499 defa okunmuştur
 

 Bu haber için toplam 170 yorum yapılmıştır...

Oğuzhan Özdemir 22-09-2008, 23:23:13
Emin Mansuri'ye yazısı için çok teşekkür ederim.Allah devamını getirsin ve kendisi Allah'tan razı olarak Allah'ın da kendisinden razı olmasını temenni ederim.

Şeriati her toplum ve çağda bulunan ilim adamları sınıfından birisi, siyasal ve ideolojik mekanizmanın, hâkim sınıfın aydını değildi. O her türlü ideolojik baskı ve gerçeğin çarpıtılmış dayatısına karşı olan zamanının bir avuç entelektüelinde birisi idi hem eylem hem kafa olarak...Yani bağımsılık ve evrensel anlamda insanlığa dönük bir kavrayışı vardı.Her düşüncesi doğru olmak zorunda değil entelektüelin. Entelektüel bir çilesi ve mücadelesi olan şeklinde kendi varlık hamlesini ortaya koyar.Sartre, Frantz Fanon, Cemil Meriç, Fikret Başkaya, Said Nursi, Necip Fazıl, Nazım Hikmet, Foucault, Rene Guenon ve adını sayamayacağımız birçok şahsiyet.Onları insan olmaklık hamlesinde ayıran korkmadan, hak adına, insanlık ev toplum adına, ideoloji,devlet ve sömürü odağına karşı her türlü başkaldırıya sahip olmaları, halkın bilinçlenmesi açısından egemenlerin,statükonun işleyişine çomak sokması şeklindedir.

Ali Şeriati'nin karakter olarak ve niyet açısından batıl bir şey yaptığı kanaatinde değilim. Düşüncelerinde ve eylemlerinde bir yanlışlık var ise bunu da kötü bir amaç ile yaptığına inanmıyorum. Eserleri gayet derinlemesine bakılabilirse nitelikli ve farklıdır. Hata yapması da beklenebilir, ben onlarca hata yaparken ya da başkaları benim gibi bir kul olan Şeriati'nin hata yapması olağan ,tabii bir şeydir.

Sevgi ile...
 
şeriati nurettin meriç 23-09-2008, 21:43:25
coşku heyecan direniş dolu bir tahlil....muhteşem muazzam...dopdolu mana...duygu dolu bir yazı...hakkaniyetli...çok çok güzel bir üslüp...zevk alarak okudum...BİRAZ AHMET ÖZCAN ÜSTADI tahattur ettim bir an ki ondanda bir söz iktibas etmişler zaten......'''''şehidi okuyanlarla okumayanlar arasında nitelik farkı vardır'''''sözünün doğruluğuna iştirak etmişler ki çok çok çok isabetli....bu katıksız bir gerçek....aslında söyleyecek fazla bir şey yok...zira dolu dolu bir tahlil...ALLAH RAZI OLSUN....saygı selam dua umut muhabbet dostluk barış kardeşlik sevgi kitap ahlak DEVRİM ile...
 
muhammet 05-10-2008, 18:07:30
allahın selamı özerine olsun gerçekten iyi bir yapmışsınız.inşallah devamı gelir
ali şerati'yi anlatmak gerçekten kolay olmasa gerek...
o tarifi yapılamaz bir şahsiyete sahiptir. bazen bir alim bazen derin bir felsefeci bazen bir düşünür bazen bie entelektüel.... o gerçekten kendini gerçekleştirmiş bir insandı o na selam olsun
 
 

BU KATEGORİDEKİ DİĞER ESERLER

‘Güvenilecek Ama Sürekli Dalgalı Bir Gerçeklik’: ALİ ŞERİATİ / Cihan AKTAŞ
Şeriati ve Muhalif Çizgisi / Haşim AGACARİ
Şeriati, Yeniden Gündemde / Cihan AKTAŞ
Ali Şeriati’de Kadının Kurtuluşu/ Yıldız RAMAZANOĞLU
Dert Ehli, Sanatkar ve Yiğit Bir Aydın: Şeriati / Abdülkerim SURUŞ
Bir İslami Ütopyacının Siyasi Biyografisi / Ali RAHNEMA
Ali ŞERİATİ Yaşasaydı...? / Turgay EVREN
Ali Şeriati: İran Devriminin İdeologu / Abdülaziz SACHEDİNA
Ali Şeriati ile Kürt Sorununa Bakış ve Yeni İslamcıların Senaryoları / Muhammed CAN
Bir Diriliş Öncüsü: Dr. ALİ ŞERİATİ / Emin MANSURİ
İran Devriminden Sonra Dini Entelektüalizm / Mesud PEDRAM
"Eşim Ali Şeriati" Okuma Notları ve Çevirisi Üzerine / A.AVAMİ
İran, Seçimler ve Ali Şeriati ile Vurulmak İstenen Ne? / Muhammed CAN
Hüseyniye-i İrşad'da Bir Akşam / Cihan AKTAŞ
Modernite: Bugüne Dair Hastalığımız, Yenilenme: Bugüne Dair Sorumluluğumuz / Bülent Şahin ERDEĞER
Seyyid Kutub ve Ali Şeriati: Öznelliğin İktidarı / Charles TRIPP
Ali Şeriati ve Mevlana / Turgay EVREN
Ali Şeriati Üzerine Bir Deneme / Turgay EVREN
Düşünce ve Eylem Adamının Tam Tanımı: Ali Şeriati / Peren BİRSAYGILI
Ali Şeriati'den Esintiler! / Muhammed CAN
Özgür İrade Meselesinde Ali Şeriati ve Bint'uş-Şati / Yudian WAHYUDİ
Cemaleddin Afgani ve Ali Şeriati / Sever IŞIK
Yabancılaşmanın Yeni Maskesi "Postmodemizm" ve Şeriati'yi Hatırlamak/ Bülent Şahin ERDEĞER
İnsanlık ve Halkın Gücü: Dr. Ali Şeriati’ye Bir Övgü / Dr. Mohammad Omar FAROOQ
Ali Şeriati: Kazanımın Ve Gelişimin Öğretmeni -I- / Bülent Şahin ERDEĞER
Göller Bölgesinde Bir Ada / Cemil MERİÇ
Ve Bir Tokat Hem de Ne Tokat! / Öznur BALIK
Bir Ütopyacının Hayatı / Recep ŞENTÜRK
Marksizm, Oryantalizm ve Şeriati / Bülent Şahin ERDEĞER
Göller Bölgesi'nde Bir Ada Olmak / Ümit AKTAŞ
"Yalnızlık Sözleri" / Ahmet ÖZCAN
BİR KARŞILAŞTIRMA: Nasr ve Şeraiti / Mustafa ARMAĞAN
GELENEĞİN PRANGALARI: Weber ve Şeraiti Örneği / Mustafa ARMAĞAN
Ne Yapmalı / M. Kürşad ATALAR
Ali Şeriati (1933-77): Allahperest-Sosyalist / Ertuğrul CESUR
Şeriatî'nin Öze Dönüş Çağrısı / İhsan ELİAÇIK
Marx ve Allah Arasında Ali Şeriati / Nathan COOMBS
EY ALİ! / Muhammed Rıza SERKEŞİK
Geleneksel Ulema ve Laik Aydınlar Arasında Ali Şeriati / Fevzi ZÜLALOĞLU
Rüşenfikr İdeolojisi / Asaf HÜSEYİN
BİZİM YERİMİZE DÜŞÜNENLER / Serkan AKIN
Ali Şeriati’de Sembolizm Sorunu / Bülent Şahin ERDEĞER
Hüdaperest Sosyalistler / Mustafa ÖZCAN
Unutulmuş Devrimci Ali Şeriati / Lawrance Rıza ERŞAGİ
Şeriati’yi Önce Biz Öldürdük! / Zeki BULDUK
Ali Şeriati'de Sanatın Teorik İnşası / Asım ÖZ
İki dini aydın: ŞERİATİ ve SURUŞ / Cihan AKTAŞ
Ali Şeriati ile Söyleşi / Muhammed CAN
Kaynaşma ve Ayrışma Çizgisi/ Mustafa ÖZCAN
Ali Şeriati: "İslam Sosyolojisi" ve "İslam Bilim" / Kadir CANATAN
Ali Şeriati: Yalnızlığa Sığmayan Yazar / Cihan AKTAŞ
Şeriati, Hasan Hanefi ve 'İslami Sol' Denkleminde İbrahim Şita / Yasin DEMİRKIRAN
1980 Sonrası Türkiye’sinde Siyasal İslami Bilinçlenmede Tercümenin Rolü-2 / Cengiz Sunay
Ali Şeriati’de Somutla Soyut Arasında Sanat/ Cemal ŞAKAR
Uyuyanları Uyandıran Bilinç: Ali Şeriati! / Atlan ALGAN
Dr. Ali Şeriati’nin Taklid Mercii Kimdi? / Taki DEJAKAM
Allahperest Sosyalist Ali Şeriati / Mehmet SAİD
Ali Şeriati’nin Yeşillenen Rolü / Mustafa ÖZCAN
Dine Karşı Din / Ali SALDIRAN
hgs yükleme http://www.xn--hgsykle-q2a.gen.tr/
hgs yükleme http://www.xn--hgsykle-q2a.gen.tr/
 
 
 
 

 

nike huarache Scarpe Abbigliamento Asics nike blazer michael kors Adidas Scarpe Ray ban nike flyknit longchamp scarpe converse nike free air jordan scarpe da calcio nike cortez Cinture air max new balance Scarpe nike roshe louis vuitton Ray ban adidas oakley converse Scarpe Adidas scarpe Nike Adidas superstar air max
new balance nike air max adidas nike roshe michael kors air max nike free nike blazer new balance oakley converse Scarpe Adidas nike huarache Scarpe Ray ban scarpe converse Adidas Scarpe Abbigliamento Asics Scarpe air jordan scarpe da calcio nike free nike cortez nike flyknit

www.aliseriati.com         www.aliseriati.net        www.aliseriati.org

NETWOR YAZILIM